top of page

ÇOŞKU VE HEYECANI DİLE GETİREN METİNLER

 

(Şiir ve Mensur Şiir)

 

a) En küçük nazım birimi dizedir.

b) Ölçü aruz ölçüsüdür, aruz Türkçeye başarıyla uygulanmış, aynı şiirde konunun yapısına uygun olarak aruzun değişik kalıpları kullanılmıştır. Hece ölçüsü sadece Tevfik Fikret’in çocuk şiirlerinde kullanılmıştır.

c) Uyak anlayışı değişerek kulağa göre uyak anlayışı benimsenmiştir.

d) Dil oldukça ağır ve süslüdür. Dilde o zamana kadar hiç duyulmamış tamlamalar kullanılmaya başlanmıştır.

e) Üzüntü ifade eden sözcüklere, çeşitli ünlemlere sıkça rastlanır.

f) Divan edebiyatı nazım şekilleri tamamıyla terk edilmiş, Batı edebiyatının “sone” ve “terzarima” nazım şekilleriyle “serbest müstezat” ve karma nazım şekilleri kullanılmıştır.

g) Mensur şiir örneklerine ilk kez bu dönemde rastlanır.

ğ) “Sanat için sanat” ilkesi benimsenmiş, siyasal ortamın da etkisiyle toplumsal konular ele alınmamıştır.

h) Daha çok aşk, doğa, günlük yaşam, karamsarlık, düş kırıklıkları, hayal-gerçek çatışması, ölüm gibi konular işlenmiştir.

ı) Ancak Tevfik Fikret özellikle sanat yaşamının ikinci döneminde sosyal içerikli şiirler yazmıştır.

i) Nazım nesre yaklaştırılmıştır.

j) Konu birliğine ve bütün güzelliğine önem verilmiştir.

k) Sembolizm ve parnasizm etkisinde kalınmıştır.

l) Parnasizmin ve sembolizmin de etkisiyle şiirde betimlemelere, resim ve musikiye önem verilmiştir.

 

Mensur Şiir:

 

· 19. yüzyılın ortalarında Fransa’da doğmuştur.

· Mensur şiir, duygu ve düşüncelerin düzyazı biçimiyle fakat şiirsel anlatılmasıdır, mensure olarak da bilinir.

· İç ahenk önemlidir. Ünlemlere ve seslenişlere bolca yer verilir.

· Mensur şiirler başlıkları olan, bağımsız, kısa ve yoğun yazılardır.

· Mensur şiirin şiirden ayrılan tarafları, mensur şiirde ölçü, uyak dizilişi, dize ve nazım birimi olmamasıdır.

· Fransız edebiyatında Baudlaire ve Mallerme bu türde eser vermişlerdir.

· Mensur şiirin isim babası ve Türk edebiyatındaki ilk temsilcisi Halit Ziya Uşaklıgil (Mensur Şiirler, Mezardan Sesler)’dir. Daha sonra ise Mehmet Rauf (Siyah İnciler), Yakup Kadri Karaosmanoğlu (Okun Ucunda, Erenlerin Bağından), Hüseyin Cahit Yalçın, Ahmet Hikmet Müftüoğlu, Celal Sahir gibi sanatçılar bu türde eser vermiştir.

 

Servet-i Fünun Şiiriyle Tanzimat Şiirinin Karşılaştırılması:

 

a) Tanzimatçılar “toplum için sanat”, Servetifünuncular “sanat için sanat” anlayışındadır.

b) Tanzimatçılar şiiri, topluma ulaşmanın bir aracı olarak görmüş, Servetifünuncular estetiği öne çıkarmışlardır.

c) Tanzimat şairleri siyasetle yakından ilgilenmiş, Servetifünuncular ise siyasetten uzak durmuşlardır.

ç) Tanzimatçılar “hürriyet, adalet, eşitlik, vatan, millet, yanlış Batılılaşma, görücü usulü evlenmenin yanlışlığı” gibi toplumsal konuları işlerken Servetifünuncular bireysel duyarlılıkları işlemişlerdir.

d) Çalışmalarını Tanzimatçılar gazeteler; Servetifünuncular ise dergiler etrafında sürdürmüşlerdir.

e) Tanzimatçılar eski nazım şekilleriyle yeni temaları işlerken Servetifünuncular Batı kaynaklı nazım şekilleriyle her türlü temayı işlemişlerdir.

f) Tanzimatçılar daha sade bir dil kullanırken Servetifünuncular oldukça ağır ve süslü bir dil kullanmışlardır.g) Tanzimat şairleri romantizmin; Servetifünun şairleri ise parnasizm ve sembolizmin etkisinde eser vermişlerdir.

 

Serbest Müstezat:

· Müstezatın daha özgürce kullanılan şekli olan serbest müstezat, 19. yüzyılın sonlarında özellikle Servet-i Fünun edebiyatı döneminde gelişen bir türdür.

· Hem aruz hem de hece ölçüsünün çeşitli kalıplarıyla yazılabilir.

· Uzun ve kısa dizelerden oluşur. Bu dizeler bazen bir düzen içinde bazen de herhangi bir düzene bağlı kalmadan oluşturulur.

· Uyak örgüsü belli bir kurala bağlı değildir, şairin isteğine bağlıdır.

· Nazım, nesre yaklaştırılmıştır.

· Serbest müstezatın örneklerini Tevfik Fikret, Cenap Şahabettin ve Ahmet Haşim vermiştir.

 

Sone:

· İlk olarak İtalyan edebiyatında görülüp sonra Avrupa’da yaygın olarak kullanılmıştır.

· Türk edebiyatında ilk olarak Fransız edebiyatı etkisiyle Servet-i Fünun döneminde kullanılmıştır.

· İki dörtlük, iki üçlük olmak üzere 14 dizeden oluşur.

· Daha çok lirik konular işlenir.

· Uyak örgüsü farklılarına da rastlanmakla birlikte genel olarak abba / abba /ccd / ede şeklindedir. Türk şairleri sonenin uyak örgüsünde biraz daha serbest hareket etmişlerdir.

· Türk edebiyatında Tevfik Fikret ve Cenap Şahabettin bu türde eserler vermişlerdir.

 

Terza-rima:

· İlk olarak İtalya’da kullanılmış sonra başka edebiyatlarda da kullanılmıştır.

· Türk edebiyatında Servet-i Fünun döneminde kullanılmış ancak yaygınlık kazanmamıştır.

· Üçer dizelik bentlerden ve sonda yer alan tek dizeden oluşan bir nazım şeklidir.

· Uyak düzeni aba / bcb / cdc / ded ... / e   şeklindedir.

· Dante’nin “İlahi Komedya”sı bu nazım şekliyle yazılmıştır.

  • facebook
  • Instagram - Grey Circle

© 2023 Fatmagül Çetin   Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page